top of page
Bir rüya Bir takım.

GanoExcel'in kurucusu

MR. Leow Soon Seng

Gano Excel Industries Sdn Bhd, dünyanın dört bir yanında sağlık ve zindelik sektöründe doğrudan ürün satışı gerçekleştiren köklü ve öncü şirketlerden biri. 

Ürünleri, “Yaşamın seyrini değiştiren deneyimi” mutlaka siz de yaşayın sloganıyla tüketiciye sunulmaktadır. Şirket, ürünlerini, 4.000 yıl önceye dayanan antik dönemde “Bitkilerin Mucizevi Kralı” olarak kabul gören Ganoderma lucidum özlerinden üretmektedir. Bir zamanlar sadece kraliyet ailelerinin sofralarında bulunabilen bitkiler artık Gano Excel™ ile evlerinize kadar gelebilmektedir. 
Gano Excel Industries Sdn Bhd; gıda katkıları, içecekler, kişisel bakım ürünleri ve cilt bakım ürünlerinden ev ürünlerine kadar uzanan çok geniş yelpazeli benzersiz bir ürün gamını üretmekte ve dağıtmaktadır. 
Dünya genelinde 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren Gano Excel Industries Sdn Bhd, ürünler ve yeni piyasalar konusunda çalışmalarını sürdürmektedir. Şirket büyük bir vizyona ve diğer insanların gelişimine ve ailemize katılmaları konusunda çalışmalar yapan yüksek motivasyonlu bir kadroya sahiptir. “Sağlık Ürünleri Sektöründe Öncü Marka” vizyonuna sahip şirket sadece birinci sınıf ürünler üretmekte ve dağıtmaktadır.

 

Gano Excel ™’ye hoş geldiniz. “Bitkisel sağlık ürünleri sektöründe öncü olma” vizyonumuz, insanlarla sağlık ve zindelik değerlerini paylaşma olarak tanımladığımız kurumsal felsefemiz ile ortaya konmuş durumda. Davetimiz her zaman sizin için “Nihai Başarıya” ulaşmanızda bir “Açık Kapı” niteliğinde ve bu kapıdan geçen her kişinin yaşam tarzı sınıf atlayacak ve bizim bitkisel sağlık ürünleri sektörünün tartışmasız lideri olmamızı sağlayacak. 
Gano Excel™ sadece birinci sınıf ürünler üretmekte ve dağıtmaktadır. Sirketin “sağlığı ve zindeliği paylaşma vizyonunun” temelinde bu felsefe yatmaktadır. Gano Excel ™’de en yüksek kalitede harikulade Ganoderma lucidum ürünlerini imal ederek bunları tüketicilere gıda katkıları, içecekler, kişisel bakım ürünleri, cilt bakım ürünleri ve evsel ürünler olarak sunuyoruz. Vizyonumuz, 1985 yılından bu yana yaptığımız hassas ürün araştırmaları ve ödüllendirici gelir planı içerisinde net bir şekilde ortaya konmuş durumdadır. Vizyonumuz, etik çalışma ilkelerini destekleyecek ve muhafaza edecek bir yapıda geliştirilmiştir. 

Bitkisel sağlık ürünleri sektöründe lider bir şirket olarak distribütörler, öncüler, çalışanlar, sosyal topluluklar ve çevre ile işbirliği yoluyla iş geliştirme konusunun önemine inanıyoruz. Daha sağlıklı ve zinde bir yaşam için dünyanın dört bir tarafındaki insanlara öncülük yapıyoruz. Birçok insanın yaşamına değer kattığımızda yaşam tarzlarını büyük oranda değiştirmiş oluyoruz. Herkesin başarılı olma fırsatını hak ettiğini düşünüyoruz. 
Bitkisel sağlık ürünleri sektöründe lider konuma ulaşmak için teknolojik araştırmalar yapma, değişimi yönetme, sosyal sorumluluklar ve sürekli yenilik geliştirme konusundaki taahhüdümüz aralıksız sürecektir. 
Size sunduğumuz davet her zaman “Nihai Başarıya” ulaşmanızda sizin için bir “Açık Kapı” olacak ve bu süreç her insanın yaşam tarzına değer katacak. Gano Excel™ ile bitkisel sağlık ürünleri sektöründe yerinizi alın.

BİR UZMAN GÖRÜŞÜ

Prof. Dr. Ahmet AYDIN

Kanser tedavisinde en çok kullanılan mantar Kırmızı Reishi Mantarı’dır. 
Kırmızı Reishi Mantarı’nın kansere karşı etkisi kanser hücrelerine karşı toksik olmasına, iltihap azaltıcı etkisine ve immün modülatör 
etkisine bağlanmaktadır. En çok etkili olduğu kanserlerin başındameme, prostat ve akciğer kanserleri gelmektedir.
Her geçen gün artan kanser vakaları, yaş sınırının gittikçe gençleşmesi bu hastalığı hepimiz için korkulu rüya haline getirdi. 
Peki nedir bu illet, bu illetten kurtulmak, korunmak mümkün mü, çaresi var mı?
Hayatımızı sürdürebilmemiz için hücrelerimizin sürekli yenilenmesi yani bölünüp çoğalması gerekir. 
Yaşam süresini dolduran hücreler vücuttan atılır, yenileri oluşur. Bu denge genlerimizin kontrolü altındadır. Bazı genler hücrelerin bölünüp 
çoğalmasını sağlarken bazıları da aşırı hücre üremesini dizginler.
Çocukluk çağı dışında yaşlanan hücrelerle yeni yapılanlar hemen hemen birbirine eşittir. 
Yani mekanizma açısından bakarsak kanser, aşırı hücre üremesinin dizginlenememesine, yani yıkımdan çok yapım olmasına verilen addır.Beslenme, 
hava kirliliği, radyasyon, sigara, çevre kirliliği, gıda katkı maddeleri ve çeşitli toksinlerin yaptığı hasar gen fonksiyonlarını bozduğu 
için hücreler aşırı şekilde ürer. Hücrelerin aşırı şekilde üremesini dizginleyen genler ise aktiviteleri azaldığı ya da bu aşırılıklarla baş edemediği 
için kanser oluşur.Yiyeceklerimiz ya da diğer çevresel faktörlerde bulunan kanser ajanları DNA’larımıza bağlanarak hasara uğratır. Hasar kritik düzeye 
ulaşınca da normal hücreler kanserli hücreler haline dönüşür. Sağlıklı bir insan vücudunda bulunan DNA onarım enzimleri ve diğer gen koruyucu 
mekanizmaları 24 saat içinde hasarın yüzde 90’ını temizler. Her insan hücresinde günde yaklaşık 10 bin mutasyon olur. 
Eğer DNA onarım enzimleri yoksa ya da yetersiz çalışıyorlarsa bu mütasyonlar hızla kansere yol açar.
Hücrelerin DNA onarım kapasiteleri sınırlıdır; sonsuz değildir. Bu nedenle gen koruyucu mekanizmalar son derece önemlidir. 
Genlerin korunmasındaki en önemli faktör ise onları besleyen besin maddeleri ve vitaminlerdir.
Kanserlerin yaklaşık yüzde 80’inde neden bellidir. Vakaların yarısından fazlasını akciğer, kalın bağırsak, meme ve prostat kanserleri oluşturuyor. 
Akciğer kanseri beslenmeyle de ilgisi olmasına rağmen daha çok sigara tüketimi ile ilişkilidir. Kalın bağırsak, meme ve prostat kanserleri ise daha 
çok beslenmeye bağlıdır. AIDS, Ebstein-Barr virüsü (öpücük hastalığı) ve B hepatiti virüsü gibi enfeksiyonlar da başlıca kanser nedenleri arasında yer alır. Bu arada önemli nedenler arasında radyasyon, elektromanyetik dalgalar, tarım ilaçları, gıda katkı maddeleri, GDO’lu yiyecekler, ağır metaller ve diğer kimyasal toksinler fiziksel ve kimyasal zararlılar başı çekmektedir.
Kemoterapi ve radyoterapi tümörün büyümesini azaltabilir ama her zaman tümörü yok edemez. Yok etse bile tümörün tekrarlama olasılığı vardır. 
Kemoterapi, radyoterapi ve cerrahiden oluşan klasik kanser tedavisinin etkinliği birçok organ tümöründe artık plato çizmeye başladı. 
Artık tedavi başarısında hissedilir bir artış olmuyor. Ayrıca standart tedavi sırasında akut bir toksisite oluşması da önemli bir risktir. 
Bu nedenle klasik tedavinin toksisitesini azaltacak ve tümör eritici etkisini artıracak araçlar kanser tedavisinin başarısını artırabilecektir.
İşte makro besinler, vitaminler, mineraller ve flavonoidler bu araçların başında gelmektedir.
“Aslında erken teşhis için harcadığımız emeğin yarısını erken korunmaya harcasak, kanseri azaltabiliriz.”
Kanser oranları sizce neden artıyor?  Bunun iki temel neden var; 1. Beslenmede yapılan hatalar, 2. Toksinler. 
Son yarım yüzyılda piyasaya 80.000 kimyasal maddenin girdiğini düşünürseniz sorunun büyüklüğünü anlayabilirsiniz.
Kanser neden en çok şekeri sever? Son yıllarda beslenme düzenimizdeki en olumsuz değişim rafine şeker ve unlu gıdaların aşırı bir şekilde tüketilmesidir. 
Aşırı şeker tüketimi ile kanser arasındaki ilişki iki kez Nobel Tıp Ödülü alan (1931 ve 1944) Alman Otto Warburg tarafından ortaya koyuldu. 
Warburg kanser hücrelerinin sağlıklı hücrelerden farklı bir metabolizması olduğunu göstermiştir. Kanser hücreleri şekeri kuru bir süngerin suyu 
emmesi gibi emer. Kanser hücreleri sağlıklı hücrelere göre 3-5 kat daha fazla şeker kullanır.Şekerin tek zararı kanser dokusunu beslemesi değil. 
Aşırı un ve şeker tüketimi insülin direncine (metabolik sendrom) yani hiperinsülinizme yol açar. Hiperinsülinizm, insüline benzer büyüme faktörü 
(IGF-1) düzeyini artırır. Serbest IGF-1 hemen hemen bütün dokularda hücre üremesini kontrolsüz bir şekilde artırarak kansere neden olur. 
Normal tartılılarla kıyaslandığında vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde olanlarda, yüzde 50-60 oranında daha fazla kanser görülmektedir. 
Sadece son 10 yılda Türkiye’deki şişmanlık iki kat arttı. Kanserdeki artıştan sorumlu olan faktörlerin başında da şişmanlık gelir.
Bilindiği gibi her kronik hastada C vitamini düzeyleri düşüktür. Fakat kanserli hastalarda bu oran çok daha düşüktür. 
Çünkü kanser hücreleri C vitaminini tıpkı bir vantuz gibi içlerine çeker ve vücudun zaten az olan C vitamini depolarını iyice tüketir. 
Peki kanser hücreleri C vitaminini severler mi? Aslında hayır. Ama onu glükoz zannederler. Çünkü C vitamininin molekül yapısı glükoza çok benzer. 
Bu nedenle kanser hücreleri C vitaminini glükoz zannederek içlerine çeker. Yani eğer kanda çok yüksek miktarda askorbik asit varsa kanserli dokuya 
geçen C vitamini miktarı da artar.
Kırmızı Reishi Mantarı (G. Lucidum) çeşitli hastalıkların tedavisinde en çok kullanılan mantardır ve hastalıkların tedavisinde 
rol oyanayan birçok mekanizması vardır. Bu özellikleri büyük ölçüde polisakkaritlerden çok zengin olmasına bağlıdır. 
Mantarın yaklaşık %40’ı beta glukandır. 
Triterpenoidlerden de oldukça zengindir.Kırmızı Reishi Mantarı aşağıdaki özellikleri nedeni ile birçok hastalığın tedavisinde etkilidir. 
Histamin salgısını azaltmak, karaciğer koruyucusu, tansiyonu düşürmek (ACE inhibisyonu), kolesterol sentezini azaltmak, iltihabı 
azaltmak, apoptozu sağlamak, antioksidan etki,antimikrobik etki,immün modülasyon, sakinleştirici etki, anti-kanser etki 
Bu hastalıkların başında alerji, karaciğer hastalıkları, hipertansiyon romatoid artit ve en önemlisi kanserler gelmektedir. 
Kırmızı Reishi Mantarı’na "Ölümsüzlük Mantarı" diyenler de vardır.
Kanser tedavisinde en çok kullanılan mantar Kırmızı Reishi Mantarı’dır. 
Kırmızı Reishi Mantarı’nın kansere karşı etkisi kanser hücrelerine karşı toksik olmasına, iltihap azaltıcı etkisine ve immün 
modülatör etkisine bağlanmaktadır. En çok etkili olduğu kanserlerin başında meme, prostat ve akciğer kanserleri gelmektedir.
Kırmızı Reishi Mantarı’nın kanser tedavisine destekleyici olduğu, kemoterapinin yan etkilerini azalttığı yönünde bilimsel araştırma sonuçları var. 
Ben de bu görüşü paylaşıyorum ve hastalarıma öneriyorum.

bottom of page